1. Genel Toplumda Paroksimal Supraventriküler Taşikardi Leonardo A. Orejarena, MD; Humberto Vidaillet, Jr., MD, FACC; Frank DeStefano, MD, MPH; David L. Nordstrom, PhD; Robert A. Vierkant, MAS; Peter N. Smith, MD, FACC; John J. Hayes, MD, FACC tarafından hazırlanan makaleye dayanan özet, orijinal olarak Amerikan Kardiyoloji Okulu Yayınlarında yayınlandı, Ocak 1998, sayfa 150-157.) Özelleştirilmiş merkezler olarak belirtilen sağlık hastalar için paroksimal supraventriküler taşikardi (PSVT) anlamlılığını belirleyen ve epidemiyolojiye istinaden mevcut olan önemli verilerin olmasına rapmen, genel olarak toplumda bu veri noktalarına ilişkin olarak yayınlanan herhangi bir yayın söz konusu değildir. Marshfield Epidemiyolojik Çalışma Alanı (MESA) kaynaklarını kullanarak, bu çalışmadaki araştırmacılar; PSVT olan hastaların ve durumun kendisinin genel toplumda dördüncü bakım merkezlerinden daha farklı olduğunu belirlemişlerdir. MESA; Marshfield, Wisconsin içinde ve etrafında yaklaşık olarak 50,000 mukimden oluşmaktadır. Bu bölgedeki neredeyse tüm sağlık alanlarının, iki kuruluş tarafından sağlanmasından ötürü, toplum bazlı epidemiyolojik araştırma, bilgisayarlı tanısal veri tabanı ile etkin şekilde yürütülebilir. Genel toplumda PSVT'yi değerlendirmek için, MESA'nın tüm katılımcıları; PSVT gelişimi için riski göz önüne almışlardır. Amerika Birleşik Devletlerinin genel toplumunu yansıtmak amacıyla yaş ve cinsiyet tarafından ayarlanması ile, MESA'dan oluşturulan veriler belirtmektedir ki; PSVT, yılda yaklaşık olarak 36/100,000 kişide meydana gelmektedir. Uyarlama yoluyla, PSVT yılda neredeyse 89,000 yeni bireyi etkisi altına almaktadır ve Amerika Birleşik Devletleri'nde PSVT hastası olan toplamda yaklaşık olarak 570,000 kişi vardır. Sevk edilenlerden raporlanan çoğu genç, sağlıklı hastalardan farklı olarak, genel toplumda PSVT hastaları ya diğer kardiyovasküler hastalığı olan bireyler olarak (yılda yaklaşık olarak 54,000 yeni vaka) ya da yalnız PSVT hastalığı olan bireyler (yılda yaklaşık olarak 35,000 yeni vaka) olarak kategorize edilebilirler. İlgi amaçlı olarak, bu çalışmadaki kadınlar; erkeklerden iki kat daha fazla PSVT geliştirme riski göstermişlerdir. Aynı zamanda, en az 65 yaşında olan denekler de, genç mukimlerden beş kat daha fazla risk göstermişlerdir. İlaveten, yalnız PSVT olan hastalar "...daha gençtir (p=0.0002), daha hızlı PSVT kalp atış hızları vardır (p=0.0006) ve acil müdahale odasında ilk belgelenen durumlarından daha iyi durumdadırlar (%69 karşısında %30, p=0.0377)." Kadınlarda ise, PSVT ve diğer kardiyovasküler hastalıkları olanlara karşın yalnız PSVT olan hastalarda, semptomlar doğum yıllarında daha sık meydana gelmektedir (%58 karşısında %9, p=0.0272). Bu araştırmacılar aynı zamanda öne sürmektedirler ki, invazif test altında bulunan hastaların %60'ından fazlası için AV nodu reentry olayı taşikardisine (AVNRT) neden olmaktadır, ve AV reentry taşikardisi (AVRT) de yaklaşık olarak %30 civarında görülmektedir. Geçmişte, hem AVNRT hem de AVRT, konjenital anomaliler olarak göz önüne alınmaktaydılar. Bunun tersine, bu çalışmadaki PSVT hastası olan erkeklerin %91'i ve kadınların yalnız %50'si; ilgili kardiyovasküler hastalıkla ilişkili olduklarından görülmektedir ki; PSVT, altında yatan farklı mekanizmalar ile heterojen bir hastalıktır. Özetle, araştırmacılar bu verilerin, PSVT'nin patogenezinde etyolojik heterojenite ve bu sık görülen rahatsızlıkla ilgili popülasyon tabanlı daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğunu gösterdiği sonucuna varmışlardır.